Özellikle yaz aylarının konforlu geçmesini sağlayan klimalar, iklim değişikliği nedeniyle gün içinde daha çok çalışıyor ve daha geniş bir mevsimde kullanılır oldu. Yaz aylarında hava sıcaklıklarının mevsim normallerinin üzerine çıktığı günlerde bu cihazlara olan talep her yıl belirgin şekilde artıyor.
Klima cihazından elektrik tüketiminin düşük, sessiz çalışıyor olması bekleniyor. Artık klimalar evlerin yatak odalarına kadar ulaştı. Gelişen teknoloji ile klima sadece bir ısıtma, soğutma ve nemliliği kontrol eden bir cihaz olmasının yanı sıra havadaki bakteri, virüs ve mikropları toplama özelliği ile de talep görüyor.
Bu yan işlevi ile solunan hava kalitesini artıran klimalar, nesnelerin interneti kapsamında uzaktan erişilebilir ve ev ya da kullanıldığı mekândaki diğer cihazlarla iletişim kurarak çalışma özelliği dahi kazandı. Dolayısıyla Ar-Ge çalışmaları klima üreticileri için rekabet şansını korumak ve geliştirmekte bir zorunluluk halini alıyor.
Küresel ısınma ile mücadele sektöre yön verecek
Türkiye’de sektörde yerli ve yabancı birçok firma faaliyet gösteriyor. İhracat potansiyeli yüksek olan sektör kendini kalite ve konfor beklentilerinin yanı sıra sürdürülebilirlik hedefleri ile birlikte sera gazı etkisi olan gazların kullanımını durdurmaya hazırlıyor.
Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, ülkemizin taraf olduğu Ozon Tabakasını İncelten Maddelere Dair Montreal Protokolü kapsamında yer alan florlu sera gazlarının salımını kontrol altına almak üzere florlu sera gazları ve diğer florlu maddelerin yönetimine ilişkin usul ve esasları düzenlemek amacıyla yayımlanan yönetmeliği revize etti.
Bu yönetmelik ile kontrol altına alınan florlu sera gazları, öncelikli olarak soğutucu akışkan olarak kullanılan soğutma ve iklimlendirme sektörünü doğrudan ilgilendiriyor. Yönetmelik ile 2024 yılından itibaren kullanımı tamamen ithalata dayalı bu gazlara kota uygulaması başlayacak.
Yönetmelik özellikle iklimlendirme ve soğutma sektörlerinde üretilen ekipmanların içerisinde kullanılan “Yüksek küresel ısınma potansiyeline” sahip belirli gazlar için de kısıtlamalar içeriyor. Türkiye’de sera gazı azaltım hedeflerine de katkı sağlayacak yönetmelik ile mevcut soğutma ve iklimlendirme ekipmanları için periyodik sızıntı kontrolleri yönetmelik ile zorunlu hale getirildi.
Sektörün geleceği yeni nesil çevreci ürünlerde
Sektörde; iklim değişikliği ile mücadelede ön plana çıkan Türkiye iklimlendirme sektörü firmaları, Enerji İlişkili Ürünler Direktifi (ERP) direktiflerinin gerekliliklerini doğrudan karşılarken, çevreci ve yenilenebilir enerji kaynaklarını kullanımını artıran tasarruflu ürünler üretiyor. Bununla birlikte Avrupa Birliği (AB) ülkelerinin karbon salınımını düşürmek için koyduğu hedefler doğrultusunda soğutma alanında daha çevreci gazların kullanmaya yöneliyor. Türkiye’de faaliyet gösteren klima sektörü firmaları, Avrupa’daki mevcut pazarını korumak ve geliştirmek adına ürünlerini yeni eko tasarım kriterlerine uygun hale getirecek şekilde çalışmalara odaklanıyor.
2026 yılında 477 milyar dolara ulaşacağı tahmin ediliyor
İnşaat sektörünün büyümesi ve küresel çapta artan harcanabilir gelir genellikle iklimlendirme sektörüne olumlu yansıyor. Son zamanlarda dünya genelinde iklimlendirme ürünleri ve ekipmanlarına olan talebi artıran en önemli etkenlerin başlıcası ise iklim değişikli oluyor.
Sıcaklıklar ve sıcak günlerin sayısının yıl içinde artması ve ön görülemeyen iklim koşulları, tüketiciler için klimayı önemli bir yatırım haline de getiriyor. Tabii tüketicilerin konfor arayışı da klima ve iklimlendirme ürünlerine olan talebi artırıyor. İklimlendirme sektörüne küresel boyutta bakıldığında 2021 yılında 319 milyar dolarlık sektör büyüklü görülüyor.
Sektörün hacminin 2026 yılına kadar yıllık ortalama yüzde 8,4 büyüme kaydedeceği ön görülüyor. İklimlendirme sektörünün dünya çapında büyüklüğünün 2026’da 477 milyar dolara ulaştıracağı tahmin ediliyor. Çin, Almanya, ABD, İtalya ve Japonya küresel iklimlendirme sektöründe öne çıkan ülkeler olarak görülüyor.