Mars yüzeyinde yaşam olup olmadığı hala bir tartışma konusu. Gök bilimciler her gün Mars’la ilgili yeni keşifler yapmaya devam ediyor. Geçtiğimiz günlerde de Mars’ın geçmişi hakkında bilgiler edindiğimiz bir araştırma yayınlanmıştı. Yayınlanan araştırmayla Mars yüzeyindeki suyun izleri incelenmişti.
Mars ile ilgili araştırmalar sadece yüzeyinde değil aynı zamanda Dünya’da da devam ediyor. Son olarak Kosta Rika’daki Poas yanardağının içindeki krater gölü, Mars araştırmalarına dahil edilmişti. Aynı zamanda Dünya’ya düşen meteorlar da birçok konuda bize diğer gezegenlerden bilgiler sunuyor.
Mars’tan gelen bir meteor, gezegende yaşam hakkında önemli bilgiler sunuyor
Avustralyalı bilim insanları, 2011 yılında Sahra Çölü’nde bulunan 320 gram ağırlığındaki NWA 7034 meteoruna dair bulguları paylaştı. ‘Siyah güzellik’ olarak da adlandırılan ve 2,1 milyar yaşında olduğu tespit edilen meteorun kırık kaya ve çoğunluğu bazalt olmak üzere birçok mineralden oluşan, zamanla katışalıp kaya haline gelen bir taş olduğu açıklandı.
Ayrıca meteorun içerisinde çok eski ve küçük zirkon tanecikleri keşfeden araştırmacılar, bu durumun büyük bir çarpışmanın etkisiyle oluştuğunu düşünüyor. Meteorun içerisinde bulunan zirkon Mars yüzeyinde 4 milyar yıl önce yaşanan olaylara dair kanıt niteliği taşıyor.
Araştırmacılar, büyük çarpışmaların yaşam koşullarını yok edebildiği gibi yeni yaşam koşulları da oluşturabileceğini söylüyor. Keşfedilen zirkon tanelerinin Mars’ın yaşanabilirliğine dair zaman çizelgesinde değişiklik yaratabileceği düşünülüyor. Çalışmalardan elde edilen verilere göre tıpkı Dünya’ya çarpan asteroit sonucu dinozorların yok olması gibi bir durum milyarlarca yıl önce Mars içinde söz konusu olmuş olabilir.
Araştırma ekibinin yaptığı açıklamalara göre elde edilen veriler Kızıl Gezegen’de ‘yaşanabilir aralığın’ şimdiye kadar düşünülenden daha geç olabileceğine işaret ediyor. Yaklaşık 4.2 milyar yıl önce yaşanmış olduğu düşünülen bu çarpışmaların da etkisiyle, bahsi geçen yaşanabilir aralığın bundan 3,7 milyar – 3,9 milyar yıl önce olmuş olabileceği; bunun gezegen yüzeyinde sıvı su bulunduğu düşünülen zaman dilimiyle de uyuştuğu ifade ediliyor.