İklim krizi bugünün ve geleceğimizin tartışmasız gerçeği. Dünya insan kaynaklı tetikleyiciler sebebiyle giderek daha sıcak bir yer haline geliyor. Uzmanlara göre dünya genelinde ortalama sıcaklık 1,1 derece artmış durumda ve karbon emisyonları kontrol altına alınmadıkça böyle de devam edecek.
1,1 derece kulağa fazla yüksek bir artış gibi gelmeyebilir. Fakat bu bir ortalama değer ve aslında tahmin ettiğinizden çok daha fazla etkisi var. Dünya genelinde sayısı artan ve süresi uzayan sıcak hava dalgaları, beraberinde kuraklık sezonlarında artışı, orman yangınlarını, kimi bölgelerde aşırı yağış ve selleri getiriyor.
İnsanlar gerçekten ‘sıcaktan ölüyor’
Markete çıkıp eve gelene kadar tahammül etmekte zorlandığımız ve eve gelip klimanın karşısına geçince ‘öldüm sıcaktan’ dediğimiz anlar aslında hiçbir şey. Çünkü dünyanın dört bir yanında insanlar gerçekten sıcaktan ölüyor.
Yüksek sıcaklık kaynaklı ölümlerin bu kadar artmasının sebebi, daha sık ve uzun süreli yaşanan sıcak hava dalgaları. Sıcak hava dalgalarının bu kadar yoğunlaşmasının nedenlerinden biri de ısı kubbesi isimli hava olayı. Son günlerde özellikle Avrupa ve Amerika’da yaşanan aşırı sıcaklar ve ölümler sonrası adını daha sık duyduğumuz bu kavram, adeta yerin üstünde ‘cehennemi’ yaratıyor.
Peki nedir bu ısı kubbesi?
Isı kubbesi, en basit tanımıyla basıncın yüksek olduğu bir bölgede sıcak havanın bu basıncın etkisiyle aşağı doğru bastırılarak yoğunlaşması diyebiliriz. Yani yüksek basınç bir nevi ‘kubbe’ görevi görerek sıcak havayı içeride hapsediyor, hareketsiz ve yüksek nemli bir hava yaratıyor. Tüm bunlar bir araya geldiğinde ise normalden çok daha yüksek bir sıcaklık oluşuyor.
Kimi uzmanlar durumu ‘bir tencere kapağının sıcak havayı hapsederek tencerenin içerisinde döngüye sokmasına’ benzetiyor. Isı kubbelerinin oluşmasına neden olan şey araştırıldığındaysa arkasında jet rüzgarları ve okyanuslarda yaşanan yüksek sıcaklık değişiklikleri olduğu görülüyor.
Jet rüzgarları atmosferin üst kesimlerinde batıdan doğuya doğru hareket eden ve bunu yaparken kuzey-güney yönleri arasında dalgalı bir akış sergileyen rüzgarlar olarak tanımlanıyor. Bu rüzgarlar sıcak ve soğuk hava arasındaki sınırları takip ederek hareket ediyor.
Okyanuslarda yaşanan sıcaklık değişiklikleri ve ısınma ile jet rüzgarlarının gücünde ve yönünde yaşanan değişimler bir araya gelince, sıcak hava dalgası bir yüksek basınç bölgesinde hapsoluyor ve yukarıda bahsettiğimiz ısı kubbesi oluşmuş oluyor.
Bilim insanları, yüksek hava sıcaklıklarının ve oluşan sıcaklık ve basınç farklılıklarının jet rüzgarlarının hareketlerini değiştirdiğini ifade ediyor. Bu da, geçtiği bölgede düşük basınç alanlarının oluşmasını sağlayan jet rüzgarlarının bu görevi yerine getirememesine sebep oluyor.
Isı kubbeleri günlerce hatta haftalarca etkisini devam ettirebiliyor. Süre uzadıkça döngü tekrarlanarak etkisini artırabiliyor. Isı kubbesi etkisi aslında yeni gözlemlenen bir olay değil. Hatta geçmiş yıllarda yaşanan ısı kubbesi etkisi dönemlerinde yaşanan ölümlere göz atıldığında toplam sayının on binlerce olduğunu söylemek mümkün. Fakat artık çok daha sık yaşanıyor ve etkisi de çok daha güçlü…
Her bir adımı birbirine bağlı, sürekli tekrarlayan korkunç bir döngü
Maalesef dünya genelinde iklim değişikliği kaynaklı sıcaklık değişimleri yaşanmaya devam ettikçe, bu türden her bir adımı adeta birbirini besleyen zincirleme doğa olayları daha sık görülecek.
Okyanuslar ısınıyor. Oluşan basınç ve sıcaklık değişimleri rüzgarların yönlerini ve güçlerini etkiliyor. Rüzgarların koruduğu basınç dengeleri bozuluyor. Bu da daha çok ısınmaya ve ölümlere yol açıyor…
Isı kubbesi, nemli ve durgun hava sebebiyle adeta bir fırın etkisi yaratarak sıcaklık kaynaklı ölümlerin artmasına neden oluyor.
Hava çok sıcak olduğunda vücudumuz ısıyı düşürmek için terler. Fakat havadaki nem oranı arttıkça vücudun ter ile ısı atması engellenir. Yani vücudumuz soğuyamaz. Isı kubbesi de yarattığı bu etki sebebiyle vücudun soğuyamamasına ve sıcaklık sebebiyle vücutta çeşitli reaksiyonların oluşmasına neden olur.
Yüksek nem oranı hissedilen sıcaklığı da artırdığından hava nemin maksimum seviyede olduğu ısı kubbesi bölgelerinde çok daha sıcak hissediliyor. Tüm bu etmenler bir araya geldiğinde, ölümle sonuçlanan rahatsızlıklar ortaya çıkıyor.
Orman yangınları, eriyen kablolar, sıcaktan bozulan yollar…
Isı kubbesinin insan üzerinde olduğu kadar çevre üzerinde de yıkıcı etkileri var. Amerika, Kanada ve Avrupa ülkelerinde yaşanan ısı kubbesi etkisi orman yangınlarının sayısını katladı.
Sıcaklıklar o kadar yükseldi ki kablolar, otomobil parçaları, trafik levhaları eridi, asfaltlarda bozulmalar meydana geldi. Tüm bu etkilerin sebebi olan olaylar zincirinin gelecek yıllarda daha sık yaşanması bekleniyor. Hatta öyle ki bilim insanları 50 derece gibi aşırı sıcakların gelecek yıllarda ‘serin’ bile kabul edilebileceğini söylüyor…
Uzmanlar sıcaklardan korunmak için düzenli su tüketimine, günün aşırı sıcak saatlerinde güneş altında kalmamaya özen göstermeye ve bulantı, halsizlik, baş dönmesi gibi belirtiler olması durumunda profesyonel destek almaya dikkat çekiyor.
Kaynaklar: ABD Ulusal Okyanus ve Atmosfer İdaresi, İngiliz Kraliyet Meteoroloji Topluluğu, Scientific American, BBC News