Akademik ve idari kariyeri boyunca birçok uluslararası proje yürüten ve bir süre önce Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü görevine getirilen Jeofizik Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Özel, projeleri ve çalışmaları hakkında bilgi verdi.
Özel, akademisyenlerin de görüşlerini alarak Kandilli Rasathanesinin temel hedeflerine dair, yeni stratejik hedefler ve vizyon çalışması yapacağını söyledi.
Rasathanenin, tüm ülkedeki gözlem ve araştırma çalışmalarının yanında Marmara Bölgesi’ne özel olarak odaklanması gerektiğine dikkati çeken Özel, buradaki gözlem altyapısının iyileştirilmesi, geliştirilmesi ve var olan fiber optik kablo altyapılarını kullanarak depremleri kayıt etmeyi sağlayan DAS gibi yeni teknolojilerle çeşitlendirilmesi gerektiğini belirtti.
Özel, yapay zeka konusunda Jeofizik Mühendisliği Ana Bilim Dalı olarak, bir TÜBİTAK çağrısına proje sunduklarını ifade ederek, “Yapay zeka uygulamalarını depremlerin hızlı çözümlerinde fazların algılanmasında ve yerbilimleri araştırmalarına adaptasyonu için rasathanede geliştirilmesini istiyorum. Teknoloji geliştirmede böyle bir hedefim var.” dedi.
Marmara Denizi çevresinde istasyonlarının bulunduğunu anımsatan Prof. Dr. Özel, “2012 yılından beri Kandilli Rasathanesi’nin bir bileşeni daha oldu. Tsunami Bölgesel ve Ulusal Uyarı Merkezi olarak, 13 ülkeye hizmet veriyor. 5,5 üzerindeki depremlerde böyle bir tehlikenin olup olmadığını değerlendirip rapor ediyor. AFAD’la işbirliklerimiz çerçevesinde yeni kurulmuş 20 istasyonumuz daha var. Böylelikle Marmara’da 100’ü aşkın istasyonumuz var.” diye konuştu.
6 ŞUBAT DEPREMLERİYLE NARLI FAYININ SİSMİK KAVŞAK OLDUĞAU ÖĞRENİLDİ
Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat 2023’te meydana gelen depremlere değinen Özel, yer bilimcilerin, jeologların ve jeofizikçilerin o bölgede deprem olma ihtimalinin yüksek olduğuna dikkati çektiğini anımsatarak, “Biz bu depremin ilk başladığı Narlı fayının, Doğu Anadolu fay zonu ile nasıl etkileştiğini net bilmiyorduk. Aktif fay haritası üzerinde bölgede sadece kısa segmentler gözüküyordu ancak bu depremden sonra Narlı fayının Doğu Anadolu fay zonu ile nasıl etkileştiğini ve DAF boyunca kırılmanın zaman içinde nasıl oluştuğunu yapmış olduğumuz simülasyonlarla anlamış olduk.” şeklinde konuştu.
Depremle ilgili dinamik modelleme çalışmalarına devam ettiklerini söyleyen Özel, Japonlar ve TÜBİTAK ile de Kahramanmaraş depremi ile ilgili ortak proje yürüttüklerini ifade etti. Prof. Dr. Özel, ülkelerde yaşanan afetlerle ilgili Dünya Bankasının finansman sağladığını, Birleşmiş Milletlerin (BM) de afet zararlarının önlenmesi ve azaltılmasıyla ilgili kuruluşunun bulunduğunu, 123 ülkenin bu organizasyonda yer aldığını kaydetti.
“DEPREME HAZIRLIKLI OLMAK GEREKİYOR”
Özel, Marmara Bölgesi’nde beklenen depreme ilişkin de şu değerlendirmelerde bulundu:
-Marmara’da fayın denizde olması ve tarihsel depremlerin ne kadarlık bir segmenti, ne zaman kırdığı konusunda bazı belirsizlikler olması dolayısıyla, bilim adamları arasında da görüşler çeşitleniyor, farklılıklar oluşuyor, tartışmalar devam ediyor.
-Bu konuda benim görüşüm; ne zaman, nerede kırılacağını ve ne büyüklükte olduğunu söylemek yerine, çeşitli yerlerde olacakmış gibi senaryolar oluşturmak ve olacak depremin zarar verebilirliğini hesaplamak.
-Bunu da biz, dinamik simülasyonla yapmaktayız. Fay boyunca olası depremin yerini değiştirerek simülasyonlar yaptık ve temel aranan soruları sorduk.
-Örneğin; nereden başlarsa, hangi segment kırılır? 1894’te Adalar fayı eğer kırıldıysa, onu koyduğumuzda işte bir sonraki deprem Kumburgaz segmentini kırabilir gibi.
Kandilli Rasathanesi olarak depremle ilgili ve Marmara Bölgesi’ndeki şehirleri nasıl etkileyeceğine dair çalışmalar yaptıklarını anlatan Özel, “Çünkü, Marmara Denizi elbette bir deprem bekliyor. Marmara’da bir fay var ve 150 yıl, 350 yıl arasında bir tekrarlanma periyodu var. Hazırlıklı olmak gerekiyor. Bugünden başlanarak hazırlığın yapılması gerekiyor” ifadesini kullandı.
Marmara Bölgesi’ndeki şehirlerde bina güçlendirme çalışmalarına hız verilmesi gerektiğinin altını çizen Özel, “İnsan hayatı önemli. Bunu Kahramanmaraş depreminde çok iyi gördük ve aynı zamanda Kahramanmaraş depremi de gösterdi ki, bizim doğayla ilgili hala bilmediğimiz şeyler var. Her segment her zaman aynı şekilde çalışmıyor.” dedi.
Özel, bölgeyle ilgili senaryolar üstüne çalıştıklarını ve depreme hazırlıklı olunması gerektiğini kaydederek, “Güçlendirme önemli ancak güçlendirme bina maliyetlerinin en az yüzde 30’unu buluyor. İnsanların mali durumlarını da bildiğimiz için dünyada daha ucuz maliyetli güçlendirme yöntemlerinin de olduğuna dikkati çekerek bina değerinin yüzde 30 yerine yüzde 5’ini ödeyerek dışardan güçlendirmeler de yapılabilir. Bu teknolojiler Türkiye’de de yaygınlaştırılabilir kısa zamanda yol alabilmek için.” açıklamasında bulundu.
Bu teknolojinin Türkiye’de yaygınlaştırılmasının önemine vurgu yapan Özel, şunları kaydetti:
-Marmara Bölgesi’ndeki deprem performansı düşük binaların bir an önce hazırlıklı hale getirilmesi gerekiyor.
-Yine, İstanbul Büyükşehir Belediyesinin de zeminle ilgili yaptığı çalışmalar var. Bütün bunların afet için gündemde tutulması gerekir.
–
AFAD’ın güzel çalışmaları var. AFAD da Afet ve Acil durum kurulları oluşturuldu ve afet müdahale planı çerçevesinde tüm ilgili kurumlarla aynı platformda çok boyutlu olarak afete hazırlık çalışmaları yapmaktayız.
-Bütün güçleri birleştirmeyi, özellikle Marmara Bölgesi’nde çalışan ve gözlem istasyonu olan üniversite kurum ve kuruluşların hepsiyle işbirliklerini geliştirmeyi hedefliyorum.
98 ÜLKEDE 300’DEN FAZLA İSTASYONLA ÇALIŞTI
Prof. Dr. Özel, görev sürecince yaklaşık 70 ülkeden personelle çalıştığını belirterek, “Hemen hemen her personelim farklı bir ülkedendi. Böyle çok uluslu bir topluluğu yönetmek bana ayrı bir tecrübe kazandırdı ve bu tecrübelerimi de inşallah Kandilli Rasathanesinde her türlü uygulamalarıma yansıtmayı hedefliyorum.” ifadelerini kullandı.
Son 8 yıldır, 183 devletin onayıyla Nükleer Testlerin Yasaklanması Anlaşması çerçevesinde, Birleşmiş Milletler’de (BM) Uluslararası İzleme Ağı’nı yönettiğini aktaran Özel, 98 ülkede 300’den fazla istasyon ve dört farklı teknoloji ile çalıştıklarını dile getirdi.