Son yıllarda yaşanan iklim krizi doğanın korunması bilincinin artmasında büyük rol oynadı. Kuraklık, yangınlar, sel felaketleri gibi doğal afetlerin daha sık yaşanır hale gelmesi, bu konuda acil adımların atılması gerektiğini gösteriyor. Bugünü ve geleceği kurtarmak adına, doğanın sürdürülebilirliği konusunda bireylere ve şirketlere büyük iş düşüyor.
Yapı-inşaat sektörü, doğa ile ilişkisi en yakın olan sektörlerin başında geliyor. Kullanılan malzemelerden ve onların üretim aşamasından imar planlarına kadar pek çok konuda çevre ile uyum içerisinde olmak önem taşıyor.
Yapı-inşaat sektöründe doğanın sürdürülebilirliği için birçok adım atıldığının altını çizen, Workindo CEO’su Erhan Kocabaş, “Global iklim krizinin yol açtığı doğal felaketleri son yıllarda daha çok hissetmeye başladık. Bunu doğanın bize ciddi bir uyarısı olarak yorumlamamız gerekiyor. Ekolojik dengenin bozulması zincirleme birçok felaketin olmasına sebep olabilir. Örneğin; kuraklık kıtlığa, kıtlık da salgın hastalıklara zemin hazırlayabilir. Pandemi sürecinde de salgın bir hastalığın yarattığı neticeleri hepimiz gördük. Bu yüzden de gelecek nesillere daha yaşanabilir bir dünya bırakmak için tüm insanlık olarak el ele vermemiz gerekiyor.
Daha iyi bir gelecek inşa etmek için sürdürülebilir teknolojilerden faydalanmamız önemli bir konu. Sürdürülebilir teknolojiler hayatımıza girdiğinden beri daha iyi bir gelecek hayaline adım adım yaklaşıyoruz. Yapı-inşaat sektöründe de bu teknolojilerin kullanılması ve sürdürülebilir bir geleceğe yönelik Avrupa Yeşil Mutabakatı ve Paris İklim Anlaşması gibi adımların atılması umut verici gelişmeler. Artık sadece bugünü değil, geniş bir perspektifle geleceği düşünen firmaların inşaat projelerinde doğaya zarar vermeyen yeşil dostu ürünleri ve çalışma yöntemlerini tercih edeceğini söyleyebiliriz. Ayrıca karbon ayak izini azaltmaya yönelik tasarruflar da yapılabilir. Bu konuda şirketlere büyük pay düşüyor” dedi.
Yeşil Çimento Teknolojisi
İnşaatta kullanılan çimento ve beton gibi temel yapı malzemelerinin ürün özelliklerinde de değişikliklere gidildiğini belirten Erhan Kocabaş, “Teknolojik gelişmeler sayesinde malzeme ve ürün portföyünde değişimler yaşanıyor. Bu değişimler yalnızca ürünlerin teknik anlamda geliştirilmesi yönünde değil, doğayı koruyan daha çevreci ürünler üretilmesi yönünde de ilerliyor. Çevreci ürünlere örnek olarak son dönemde üretilen, hem ekonomik hem de CO² salınımını azaltan yeşil çimento teknolojisini söyleyebiliriz. Yeşil çimento sayesinde endüstriyel hava kirliliğinin en önemli sebeplerinden biri olan çimento üretiminin zararları azaltılabilir hale geldi” dedi.