Enerji Uzmanı Emrah Özgül, Haber7 için kaleme aldığı makalesinde BM Gelecek Zirvesi ve COP29 İklim Konferansı öncesinde, küresel enerji güvenliği ve sürdürülebilir kalkınma hedefleri doğrultusunda fosil yakıtlardan uzaklaşıp yenilenebilir enerjiye geçişin hızlandırılması gerektiğini vurguladı.
BİRLEŞMİŞ MİLLETLER (BM) GELECEK ZİRVESİ’NDE ENERJİ DÜNYASINA YÖNELİK MESAJLAR VE BAKÜ’DE GERÇEKLEŞECEK OLAN 2024 BM İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ KONFERANSI’NA DOĞRU
BM Gelecek Zirvesi’nde Filistin başta olmak üzere ele alınan küresel ve bölgesel sorunlar gündemdeki önemli yerini korumaya devam ediyor. Elbette bu konular uluslararası güvenlik bağlamındaki en önemli hususlar…
Ancak tüm bu sorunları güvenlik boyutunda değerlendirirken işin enerji yönünü de atlamamak gerekir. Enerji, uluslararası güç mücadeleleri ve güvenlik konularının merkezinde yer alır. Ancak bu sefer öncelikli konu olarak işin farklı bir yönü de mevcut.
Uluslararası enerji arz güvenliği ve Dünyanın geleceği. Yani 2053 Net Sıfır Emisyon hedefleri ve bu hedeflerin çok gerisinde kalındığına yönelik ortada olan gerçeklik. Ancak iyi haber de var…
Zirve’de hem liderler oturumlarında hem de kabul edilen Gelecek Paktı’nda net sıfır emisyon hedefleri ve enerji dünyasına yönelik önemli mesajlara yer verilmesi umut tazeleyici.
Gelecek Paktı’nda Enerji Dünyasına Yönelik Mesajlar
2024 BM Gelecek Zirvesi Genel Kurulu’nun açılış toplantısında 143 üyenin “evet” oyuyla kabul edilen Gelecek Paktı’nın COP29’a giden yolda önemli bir referans kaynağı niteliğinde olduğu ifade edilebilir. Nitekim Pakt ile fosil yakıtlardan uzaklaşılması ve 2053 net sıfır emisyona ulaşılması için önümüzdeki kritik 10 yılda eylemleri hızlandırma çağrısının yinelenmesi bunun en net göstergesi sayılabilir.
Diğer taraftan Paktın 25. Maddesi ile Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerine ulaşmak için enerjiye erişimin garanti altına alınması ve enerji güvenliğinin sağlanmasının kritik öneme sahip olduğunun belirtilmesi de önemli bir vurgu niteliği taşıyor. Madde içerisinde 2030 yılına kadar küresel olarak yenilenebilir enerji kapasitesinin üç katına çıkarılması ve küresel ortalama yıllık enerji verimliliği iyileştirme oranının iki katına çıkarılmasına yönelik niceliksel mesaj da dikkate değerdir.
Tüm bunlar tarihi 90’lı yılların sonuna dayanan ancak aslında Paris İklim Anlaşması ile uzun süredir ifade edilen gerçekliğin ve enerji zorluklarının acı reçetesi.
Enerji Hedeflerine Yönelik Zorluklar Devam Ediyor…
Paris İklim Anlaşması, COP28 Kararları ve Gelecek Paktı ile atılan tüm adımlara rağmen özellikle ülkelerin verdikleri taahhütleri yerine getirmekte gecikmesi ve bütüncül bir bakış açısı ile küresel iş birliği eksikliği en önemli sorunlar olarak karşımıza çıkmaktadır.
Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri finansmanındaki kronik sorunlar ve Kayıp ve Zarar Fonu’nun işlerliğinin sağlanmasına yönelik olarak sürecin uzaması da sorunların cabası…
2053 hedefleri çerçevesinde 2030 yılına kadar temiz enerjiye yılda yaklaşık 4,3 trilyon ABD Doları yatırım yapılması gerekirken 2024 yılında yenilenebilir enerji yatırımının ilk kez 2 trilyon ABD Dolarına ulaşacağı dikkate alındığında hedeflerin halihazırda çok uzağında kalındığı da görülmektedir. İşte Kasım ayında Bakü’de gerçekleşecek olan COP29 tüm bu hususlara çözüm bulabilmek için önemli bir dönüm noktası…
COP29 Zirvesi’ne Doğru: İklim Finansmanı, Adil Geçiş, Şeffaflık ve Paydaş Katılımı
COP28 (Taraflar Konferansı-28) anlaşması, fosil yakıtlardan uzaklaşma konusunda yapılan anlaşma nedeniyle fosil yakıt çağının sonunu işaret eden tarihi bir başarı olarak övülmüştü. Ancak ülkelerin vaatlerinden geri adım attıkları ve dünyayı kirli enerjiden kurtarma taahhüdünü zayıflatmaya çalıştıklarına yönelik tartışmalar da devam etmektedir.
Bu tartışma iklimi ve bölgesel-küresel sorunların yaşandığı bir dönemde ise 11-22 Kasım’da Azerbaycan’ın başkenti Bakü’de devlet liderleri, kamu ve özel kurum yetkilileri, sivil toplum kuruluşları ve çeşitli alanlardan gelen uzmanların bir araya geleceği COP29 Zirvesi düzenlenecektir.
COP29’da öncelikli konular iklim finansmanı, adil geçiş, şeffaflık ve paydaş katılımı…
Bu öncelikler arasında bulunan iklim finansmanına ilişkin yeni kolektif sayısal hedef (NCQG) üzerinde anlaşmaya varılması ve Kayıp ve Zarar Fonu’na işlerlik kazandırılması ise COP 29’un başarısı için hayati derecede önem arz eden başlıklar olarak karşımıza çıkmaktadır.
Taraflara 2024 yılında enerji geçiş planları ortaya koymaları yönünde bir teklif getirilmesi ve tarafların sahadaki adil geçişi desteklemek amacıyla kapsayıcı diyaloglara girmesine yönelik mesajlara da yer verilmesi Zirve’nin gündemleri arasında…
Enerji arz güvenliği bakımından stratejik konuma sahip olan Ülkemizin COP29 Zirvesinden beklentisinin de bu konularda belirtilen hedefler çerçevesinde ileri adımların atılmasına yöneliktir.
Türkiye, hem bu alanda katıldığı anlaşmalar ve gerçekleştirdiği faaliyetler hem de Emine Erdoğan Hanımefendinin himayesinde başlatılan ve 105 ülkenin katıldığı Sıfır Atık Hareketi ile bu alandaki faaliyetleri ile öncü bir ülke olduğunu göstermektedir. Zaten hem BM Gelecek Zirvesi hem de Zirve Dönüşü gerçekleştirilen Yatırım Konseyi Toplantısı’nda da Cumhurbaşkanımız, bu yönde ülkemizin çabalarını, beklentilerini ve iklim değişikliğine uyum sürecindeki iş birliğinin önemini dile getirmiştir.
Sonuç olarak, COP29 bir iklim zirvesi olmasının ötesinde hem gerçekleştiği dönemdeki sorunların ve gündemlerin göz ardı etmeye başlattığı enerji arz güvenliği ve 2053 Net Sıfır Emisyon Hedefleri açısından önemli bir zirve niteliğine sahip.
Bu nedenle 11 Kasım 2024 tarihindeki resmi açılışta Devlet ve Hükümet Başkanlarının konuk edilmesi ile başlayacak zirvede enerji profesyonellerinin özellikle 15 Kasım 2024 Enerji/Barış, Yardım ve İyileşme Oturumu ile 22 Kasım 2024 Son Oturum ile birlikte zirveden çıkacak kararları takip etmesinde yarar bulunduğunu belirtmek gerekir.