Kahramanmaraş depremlerinin ardından vatandaşlar, oturdukları konutların depreme dayanıklı olup olmadığını öğrenmek için teknik analiz yapacak kuruluşların kapısını çalıyor. Uzmanlar uyarıyor; ‘yetkin’ olmayan kuruluşlar da risk analiz raporu veriyormuş gibi sahaya çıkıyor.
Risk analiz maliyeti kat başına 10-20 bin lira tutarken tek bina için 5-10 bin lira isteyen kuruluşların yetkinliğinin sorgulanması gerekiyor. Çünkü piyasada merdiven altı olarak çalışan sayısı da bir hayli fazla. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, 6306 sayılı kanun kapsamında riskli yapıların tespiti için kurum ve kuruluşlara yetki belgesi veriyor.
İstanbul’da 144 özel kuruluş, 40 ilçe belediyesi, aralarında İTÜ, YTÜ ve İstanbul Üniversitesi’nin de bulunduğu 12 üniversite bu sertifikaya sahip. Bu kuruluşlar, numune almadan önce Bakanlıktan numara alıyor ve sonrasında alınan örnekler bu numara ile raporlanıyor. Böylece binanın risk durumuna göre güçlendirme ya da kentsel dönüşüm işlemleri yapılıyor.
Yetkilendirilmeyen kuruluştan alınan risk analiz raporu geçersiz ve kentsel dönüşüm anlamında hiçbir hak talep edilemiyor. Sadece bilgilendirme amaçlı hatta bazıları yanıltıcı da olabiliyor. Özellikle 2000 yılı öncesi yapılan binalarda oturanlar ve olası risk durumunda kentsel dönüşüme girmek isteyenler tarafından bakıldığında bu kuruluşların testleri bilgi verme dışında bir anlam ifade etmiyor.
Çünkü bu testler resmi rapor olarak kabul edilmiyor ve kentsel dönüşümde sunulan kira ve taşınma yardımı, dönüşüm kredisi gibi desteklerden mahrum bırakılıyor.
Uzmanlar, bazı raporların bilgi vermekten bile uzak olduğuna işaret ederek yanıltıcı olabileceğine dikkat çekiyor. Ülker Müşavirlik Mühendislik firma yetkilisi Dr. Hamit Ülker, risk analizlerinin Bakanlık’tan sertifikalı kuruluşlara yaptırılması gerektiğini söyleyerek başvuru yapılan binanın bodrum dahil her katından ayrı örnek alındığına işaret etti.
Bakanlığın laboratuvar lisansı ve kentsel dönüşüm için riskli yapı analiz lisansı verdiğini açıklayan Avrupa Test Yapı firma yetkilisi Mustafa Sade, piyasada yönetmeliğe uygun olmayan firmaların da bu işi yaptığını söyledi. “Aslında yönetmelik çok açık, lisansı olmayan firmalar resmi rapor veremez” diyen Sade, sözlerine “Bu firmalar kentsel dönüşüm dosyası hazırlayamaz. Kanunda hiçbir istisnası yok. Bilgi amaçlı olabilir ama Bakanlık bunu da onaylamıyor.” diye devam etti.
90 gün şartı yönlendiriyor
Peki vatandaş ne yapmalı? Mustafa Sade bu konuda şunları söyledi: “Öncelikle Bakanlıktan lisansı, laboratuvar izin belgesi var mı diye sorulmalı. Düşük fiyat veriliyorsa vatandaşın şüphelenmesi lazım.” İnşaat mühendisi Selçuk Zelveci’nin dikkat çektiği konu ise kimi vatandaşların özellikle lisanssız kuruluşları tercih etmesi oldu. Çünkü Bakanlık onaylı kuruluşların analiz raporları sisteme yansıyor ve yapı risk grubunda ise en çok 90 günde binanın boşaltılması gerekiyor. Binasının durumunu merak eden ancak gidecek yeri olmayanlar tespit için mühendislik firmalarına başvuruyor.
Risk analizi nasıl yapılıyor?
Öncelikle her kat maliki, binasının bulunduğu ildeki Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na bağlı, Çevre ve Şehircilik İl Müdürlükleri’ne risk analizi yaptırmak için başvuru yapıyor. Kiracı analiz için başvuru yapamıyor. Depremde binanın ağır hasar alıp almayacağı 6306 sayılı Kentsel Dönüşüm Yasası gereğince tespit ediliyor. Beton kalitesi, donatı durumu hızlıca kontrol ediliyor. Riskli yapı tespiti yapılması durumunda yıkım kararı veriliyor.
Rezerv İstanbul’un kuzeyi mi?
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum’un “İstanbul’da 1.5 milyon riskli konutu hem Avrupa hem de Anadolu yakasında belirlediğimiz iki rezerv alana taşıyacağız” açıklaması bu alanların neresi olacağı sorusunu gündeme getirdi. Bu yaklaşık 5 milyon insanın taşınması anlamına gelirken Yıldız Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Koçak’a göre, rezerv alanlar İstanbul’un kuzeyi.
Bu durumda da Arnavutköy, Çatalca ve Şile’nin kuzey bölgelerindeki orman arazilerinin imara açılmasını gündeme getiriyor. Uzmanlar, 5 milyon insanı taşımanın mümkün olmayacağına vurgu yaparak ağırlıklı yerinde dönüşüm gerektiğini belirtiyor. Alınan bilgilere göre, bu da Bakanlığın gündeminde. Ayrıca kira desteğinin artırılması ve bilim kurulu oluşturulması da gündemde.
Kentsel dönüşümün maliyeti 465 milyar dolar
Dünya Bankası’nın 2021 yılında hazırladığı rapora göre, Türkiye’de yıkılıp yeniden yapılması ya da güçlendirilmesi gereken tam 6.7 milyon gayrimenkul bulunuyor. Bunun yapılabilmesi için gerekli olan meblağ yaklaşık 465 milyar dolar.
Dünya Bankası’nın rapora şu notu da düştüğü görülüyor: “Şu ana kadar bu binaların sadece yüzde 4’ü dönüştürüldü.” Türkiye’deki Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile birlikte çalıştıklarını belirten Dünya Bankası, kentsel dönüşümün finansal sorunlarını aşmak için Türk yetkilileri Japon yetkililerle de buluşturduklarının altını çizdi. Türk yetkililerle Japon Konut Finans Ajansı (JHF) yetkilileri 21 Aralık 2021’de online bir toplantı yaptı.
“Destek verilsin 2 ayda biter”
İstanbul’da 1999 yılından önce yapılmış binalar için devletten destek isteyen Selçuk Zelveci, “Destek verilirse biz lisanslı kuruluşlar olarak tespit çalışmasını 2 ayda bitiririz. Devlet konut da üretirse yenilenme 5 yılda biter. Şakası yok. Harekete geçmeliyiz” dedi.