Dolar/TL, dün akşam saatlerinde 13.8 seviyesinden hacimsiz işlemlerle 13.09’a kadar geriledikten sonra bu sabah güne yeniden 13.65’in üzerine yükselerek başladı.
Euro/TL de dün akşam 15,02’ye kadar geriledikten sonra bu sabah 15,65’i aştı.
Küresel piyasalarda dolar, beklentilerin üzerinde gelen ABD enflasyon verilerinin ABD Merkez Bankası’nın (Fed) sıkılaştırma yanlısı politikasını değiştirmek için yeterli olmayacağı beklentisiyle geriledi. Dolar endeksinde yüzde 1’i aşan gerileme görüldü. Dolar/TL’de dün akşamki gerileme ise yüzde 4’ü aştı.
Gelişmekte olan ülke para birimleri genelinde görülen iyimserlik dün akşam en çok TL’ye yansırken, bankacılar bu gelişmeyi kamu tarafından uygulanan politikalar nedeniyle piyasalardaki hacimlerin oldukça düşük kalmasına bağladı.
Normalde işlem hacimleri yılın ilk haftası itibarıyla artış gösteriyor. Ancak TCMB verilerine bakıldığında döviz piyasası işlem hacminin geçmiş yılların yarısı seviyesinde kalmaya devam ettiği görülüyor.
TL’nin sürekli artan negatif getiri etkisi ve enflasyonda daha da yükseliş yaşanabileceği beklentisiyle dolar/TL geçen hafta 14 seviyesine doğru yükseliş yaşamıştı. Bu yükseliş kurun TCMB’nin resmi olarak açıklanan ve açıklanmayan müdahaleleri ile 18.4’ten 10’a yakın seviyelere kadar düşmesinin ardından gelmişti.
Kur yaklaşık son bir haftadır 13.8 civarında yatay bir seyir izlemiş ve oynaklıkta yükseldiği rekor seviyelerden sınırlı gerileme görülmüştü.
DÖVİZ TALEBİ SINIRLI, HACİMLER DÜŞÜK
Bir bankanın Hazine işlemcisi, “Piyasada yabancı pek yok. Kurumların döviz talebi ise kamu adımlarıyla sınırlanmış durumda. Lokallerin panik halindeki döviz talebi ise 20 Aralık itibarıyla durmuş görünüyor. İşlem hacimleri oldukça düşük seviyelere geriledi. Tüm bunları birleştirdiğimizde TL için geçmişte piyasayı değiştirmeyecek tutardaki işlemler artık piyasayı yüzde 3 yön değişimi getirebiliyor. Çok sağlıklı bir durum diyemeyiz” diye konuştu.
Öte yandan Reuters görüştüğü toplam 4 işlemciden dolar/TL’de TCMB’nin ya da diğer kamu kurumlarının dün yaşanan düşüşte rolü olup olmadığına ilişkin bir yorum alamadı.
TCMB Aralık ayında zaten negatifte bulunan rezervlerinden 20 milyar dolara yakın daha kayba uğradı. Bu kayıpların bir kısmı resmi müdahale olarak açıklanırken, özellikle 20 Aralık sonrası için olan kısmı için ise TCMB’den bir açıklama gelmedi. TCMB rezerv kayıplarının telafisi için ise ihracat döviz gelirlerinin yüzde 25’ini satın alacağını açıkladı.
Bugün iç piyasada Kasım ayına ilişkin sanayi üretimi verileri ile TCMB’nin haftalık para banka ve rezerv istatistikleri de takip edilecek.
KURUMLAR VERGİ AVANTAJINI KULLANACAK MI?
Döviz talebini azaltmak için atılan adımlar kapsamında başlatılan kur korumalı mevduat sistemine bireylerin ardından hafta başında şirketlerin içinde bulunduğu tüzel kişiler de dahil edildi.
Böylece bireysellerden sonra kurumsallar için de dövizden TL’ye geçiş teşvik edilirken, kur riski ise yine kamu tarafından üstlenilmiş olacak. Ayrıca sistemde vergi teşviki içeren başka değişiklikler de yapacağı açıklandı.
Kur değerlemesi sonucu hesaplanan kur farkı kazançları kurumlar vergisinden istisna getirilmesine için düzenleme hazırlanıyor. Daha önce 6 ay olan en kısa vade 3 aya çekilirken kurumlar vergisinde istisna TL’ye dönüşün 17 Şubat 2022 tarihine kadar yapılması durumunda, 2021 yılı son geçici vergi dönemi için yararlanılabilecek.
Şirket ve kurumların döviz mevduatı 2021 sonunda yaklaşık 90 milyar dolar seviyesindeydi. Ancak mevduatın çok sınırlı bir bölümü 6 aydan uzun vadede bulunuyor. Bankacılar vergi avantajının “büyük” olduğunu bu nedenle kurumların bu yönde bir adımı olup olmayacağının piyasada takip edilmesi gerektiğini belirtiyor.
ENFLASYON VE KAMU ADIMLARI İZLENİYOR
Enflasyonun yüzde 36’ya yükselerek yaklaşık 20 yılın en hızlı artışını kaydetmesine karşılık, TCMB’nin 22 puan daha düşük olan politika faizini artırmayacağı beklentisi geçen yıl keskin şekilde yüzde 44 değer kaybeden TL’nin cazibesini ortadan kaldırarak zayıf seyre yol açıyor.
Ekonomistler enflasyonun mayıs ayına kadar yüzde 50’ye yükselebileceği uyarısında bulunurlarken, bu durum TL’nin zaten negatifte olan getirisinin iyice düşmesine yol açacak.
Faizlerde herhangi bir artırım olmayacağını açıklayan hükümet, kur korumalı mevduat gibi TL’yi bireysel tasarruf sahipleri için daha çekici kılacak finans ürünleri tasarlamış olsa aralık sonu mevduat verileri bireylerin dolar talebinin devam ettiğini gösterdi.
Hükümetin TL’nin çekiciliğini artırmak için yeni araçlar çıkarıp çıkarmayacağı, enflasyonu düşürmek için ne adımlar atacağı yakından izlenecek. Yılsonunun geride kalmasına rağmen piyasa faizlerinde ise artış devam ediyor.
‘KAMU MÜDAHALESİ OLMASI MUHTEMEL’
Tera Yatırım baş ekonomisti Enver Erkan, döviz kurlarında dün akşamki düşüş ve bu sabahki yükselişe dair “çok ön plana çıkan bir sebep görünmüyor” dedi.
Fed’in ileriye dönük adımlarını ve TL’nin değerinin korunmasına yönelik önlemlerin seyrini izlediklerini belirten Erkan, “Türkiye’nin reel getirisi, enflasyonun yüzde 36.08’e ulaşmasının ardından eksi 22 seviyesinde, gelişen piyasaların en düşüğünde. Fed muhtemelen Başkan Powell’ın açıklamalarından sonra bu yıl bilanço küçültmeye de başlayabilir, ekonominin güçlü konumuna güvenerek. Doların küresel fiyatlamasında Fed bilanço stratejisine bakacağız” dedi.
Üst düzey bir bankacı, kurda dün akşamki düşüşe dair çeşitli söylentiler olduğunu ancak piyasa kapalı ve likidite düşükken büyük olasılıkla kamu satışıyla kurun düştüğünü dile getirerek “Dolar endeksi düşerken ve tüm gelişen ülke para birimleri değerlenirken sanırım kamu müdahale ederek düşüşü hızlandırdı” dedi.