6 Şubat’ta Kahramanmaraş merkezli yaşanan depremler, Suriye’nin kuzeybatısında büyük yıkıma neden oldu. Birleşmiş Milletler (BM) verilerine göre ülkenin bu bölgesinde 4 bin 500’den fazla insan depremlerden dolayı hayatını kaybetti, 8 bin 700’den fazla kişi de yaralandı.
Ancak BM’nin muhaliflerin yönetiminde olan kuzeybatı bölgesine yardım götürmek için Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’dan sınır kapısı açma izni alması bir hafta sürdü.
BBC’ye konuşan hukukçulara göre, yardımların ulaşmasının gecikmesi gereksizdi.
BM’nin Suriye hükümetinden veya Güvenlik Konseyi’nden girmek için izin beklemesine gerek olmadığını belirten uzmanlar, BM’nin uluslararası hukuku daha geniş bir şekilde yorumlayarak uygulayabileceğini söyledi.
BM’ye göre depremde enkaz altında kişiler için arama kurtarma çalışmalarında ilk 72 saat çok önemli. Ancak BBC soruşturmasına göre fiiliyatta durumun bu şekilde gerçekleşmediği ortaya çıkıyor.
Uluslararası insan hakları avukatı Sarah Kayyali, BBC’ye yaptığı değerlendirmede, deprem sonrasında aciliyetin ve sürenin önemine vurgularken, “BM ise tamamen felç olmuş şekilde, öylece durdu” dedi.
Depremlerin ardından Türkiye’deki can kaybı sayısı 46 bini geçerken, Suriye’nin genelinde ise 6 bin civarında insan hayatını kaybetti.
Andrew Gilmour, 2014 yılında isyancıların kontrolünde olan bölgeye gönderilecek yardımların ilk kez müzakere edildiği dönemde üst düzey bir BM yetkilisiydi. BBC’ye konuşan Gilmour, “Eğer yasalar size açlıktan ölmek üzere olan bir bebeğe süt götürmek için uluslararası sınırları geçemezsiniz diyorsa, o zaman o yasaları çiğneyin” ifadelerini kullandı.
BBC, önde gelen avukatlar, profesörler, Uluslararası Adalet Divanı’nın emekli hakimleri ve eski BM hukuk yetkilileri de dahil olmak üzere çok sayıda uzmanla görüştü.
Hepsi de BM’nin Suriye’nin kuzeybatısına yardım ulaştırmak için uluslararası hukukun başka yorumlarını kullanması durumunda ölümlerin önlenmiş olabileceğini söyledi.
BM Sözcüsü Stéphane Dujarric, BBC’ye yaptığı açıklamada şunları dile getirdi:
“Uluslararası bir sınırdan insani yardım ulaştırmak için ya hükümetin onayına ya da Suriye’ye dair bağlayıcı bir Güvenlik Konseyi kararına ihtiyacımız var. Uluslararası hukuka dair haftalar, aylar ve yıllar süren akademik tartışmalar yapabiliriz. Konumumuz, uluslararası hukukun çalışmalarımızı geciktirmediğidir.”
BM’nin yardım sağlamanın yanı sıra hayati rollerinden birisi de doğal afetler sonrasında diğer ülkeler tarafından sunulan uluslararası yardım çabalarının koordinasyonunu sağlamak.
BM, kendisine bağlı olan Afet Değerlendirme ve Koordinasyonu (UNDAC) üzerinden arama kurtarma hizmetlerini ulaştırıyor. UNDAC ekipleri tıpkı Türkiye’de olduğu gibi istek üzerine dünyanın herhangi bir yerine 12 ile 48 saat arasında konuşlanabiliyor.
Ancak BM, acil sağlık ekiplerinin Suriye’nin kuzeybatısına girmesi için resmi bir talepte bulunmadı ve arama kurtarma ekiplerinin orada konuşlandırılması için herhangi bir resmi talepte bulunmadığını da bize bildirmedi.
BM Sözcüsü Dujarric ise acil durum ekiplerinin eksikliğinin ulusal hükümetin karar alma mekanizmalarına bağlı olduğunu belirtiyor ve “Bunu etkilemiş olabilecek güvenlik kaygıları var. Her türlü siyasi kaygı var” diyor.
Uluslararası Ceza Mahkemesi savcısının özel danışmanı Marco Sassoli, uluslararası insancıl hukukun temeli olan Cenevre Sözleşmelerinin, BM’nin Suriye’nin iznine ihtiyaç duymadan yardım göndermesi için bir çerçeve oluşturduğunu vurguladı.
Sassoli değerlendirmesinde, “Suriye’nin de taraf olduğu Cenevre Sözleşmelerinde, tarafsız bir insani yardım kuruluşunun hizmetlerini bir çatışmanın tüm taraflarına sunabileceğini belirten bir hükmü var” dedi.
Depremzedeler BM’nin müdahalesinde gecikmesinden şikayetçi.
Omar Hacı, depremde eşi ve beş çocuğunu kaybetti. BBC’ye konuştuğu sırada depremde kaybolan oğlu Abduhrahman’ı arıyordu. Üç günlük aramanın ardından nihayet onunla yeniden bir araya geldi.
Elleriyle enkaz yığınlarını kaldırmaya çalışarak arkadaşlarını ve ailesini arayan Omar, BM’nin yardımının yeterli olmadığı görüşünde:
“Aldığımız en önemli yardım yerel halktandı… BM yardımı daha erken gelseydi her şey çok farklı olabilirdi.”
BM’nin Acil Yardım Sorumlusu Martin Griffiths, depremden bir hafta sonra Bab al-Hava sınır kapısını ziyaret etti. Twitter’da yaptığı paylaşımda ise BM’nin şu ana kadar kuzeybatı Suriye’deki insanları hayal kırıklığına uğrattığını yazdı:
“Kendilerini haklı olarak terk edilmiş hissediyorlar. Henüz ulaşmamış uluslararası yardımı arıyorlar.”