Bir apartmanın ikinci katındaki daireyi kiralamak isteyen M.N.A., emlak danışmanı G.Ş. ile irtibata geçti. İddiaya göre; emlakçı direkt olarak M.N.A.’a medeni halini sorunca olanlar oldu. Genç kadının bekar olduğunu söylemesi üzerine “Aile şeklinde olacaksa veririz yoksa ev sahibi vermiyor, ev sahibi aile istiyor” şeklinde beyanda bulunan emlakçı, görüşmeyi sonlandırdı.
Bir süre sonra yeniden emlakçıyla irtibata geçen M.N.A., evi görmek istediğini, yaptığının yanlış olduğunu ve ev sahibiyle görüşmek istediğini dile getirdi. Emlak danışmanı ise görüşme talebini reddederek “Biz sadece aracıyız bekara ev vermiyoruz, ev sahibinin isteği bu yönde” şeklinde cevap verdi.
Yaşanılanlar sonrası üzüntüye boğulan genç kadın TİHEK’e müracaat ederek; yanlış muameleye maruz kaldığını öne sürdü.
Müracaatı değerlendiren TİHEK, emlak danışmanı G.Ş. ile yurt dışında yaşayan ev sahipleri E.U. ve eşi R.U.’dan savunma talep etti. Muhatap emlak danışmanı; ev sahipleri E. U. ve R. U. ile aralarındaki güven ilişkisi nedeniyle herhangi bir sözleşme yapmadıklarını, ev sahibinin, eski kiracılarının eve zarar vermesinden, kirayı zamanında ödememelerinden ve binanın aile binası olmasından dolayı evini aileye kiralamayı tercih ettiğini dile getirdi. Ev sahiplerinin talebi ile ilan için arayan müşterilere bu yönde bilgi verdiklerini, ancak kendisinin ayrımcılık yapmadığını zira daha önce de bekar kişilere ev kiralanmasına aracılık ettiğini söyledi. Kurum, konsolosluk aracılığıyla ev sahiplerinin de görüşünü istedi. ancak resmi yazıya cevap gelmedi.
Müracatı masaya yatıran TİHEK, olayda ayrımcılık ihlalinin yaşandığına hükmetti. Kararda şu ifadelere yer verildi:
“Öncelikle başvuranın, başvuru dilekçesinin ekinde muhatap emlak danışmanı ile yapmış olduğu görüşmenin ekran görüntüsünü sunduğu görülmüştür. Bu görüntüde, emlak danışmanının aldığı talimat ile bekâr kiracı kabul edilmediğini belirttiği anlaşılmaktadır. Muhatap ev sahipleri ile emlak danışmanı arasında dosyaya yansıyan herhangi bir emlakçı kira komisyon sözleşmesi veya benzeri bir sözleşme yoktur. Ancak muhatap emlak danışmanının, ev sahiplerinin istekleri ile hareket ettiğini ifade etmiş olması dikkate alındığında; ayrımcılık talimatını uygulama hükmü istikametinde sorumlu olacağı kanaatine varılmıştır. Muhatap emlak danışmanı, ev sahiplerinden aldığı talimatla uyguladığı ayrımcı muameleyi kabul ederken, muhatap ev sahipleri dosyaya görüşlerini kanuni süresi içinde sunmamıştır. Başvuran tarafından sunulan yazışma içerikleri göz önüne alındığında muhataplar tarafından kendi iddialarına dayanak oluşturabilecek herhangi bir bilgi veya belgenin dosyaya sunulmadığı görülmektedir. Dolayısıyla, olayda muhatapların ayrımcılık yasağının ihlal edilmediğii ispatlayamadığı sonucuna varılmıştır. Tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde başvuranın medeni hali nedeniyle doğrudan ayrımcı bir muameleye maruz kaldığı dolayısıyla da eşit muamele ilkesi ile ayrımcılık yasağının ihlal edildiği kanaatine varılmıştır. Başvuruda ayrımcılık yasağı ihlali yapıldığına, muhataplar hakkında 10’ar bin TL idari para cezası uygulanmasına oy birliği ile karar verilmiştir.”