BDDK’nın TL ticari kredi kullanımı için açıkladığı yeni kurallar sonrası yabancı bankalar da müşterileri için olası senaryolar içeren bilgi notları yayımlamaya başladı.
Bloomberg verilerine göre Döviz varlıklarının TL karşılığı 15 milyon TL’yi aşan yaklaşık 10 bin şirket bulunduğunu fakat aktiflerinin ya da satış hasılatının yüzde 10’unu aşan firma sayısında muhtemelen çok daha az olduğunu belirten Barclays Ekonomisti Ercan Ergüzel bu firmaların seçeneklerini şu şekilde sıraladı: Döviz varlıkları şirketin aktifleri ya da satış hasılatının yüzde 10’unun altına inene dek döviz satışı yapmak. Yabancı varlık alımı için döviz varlıklarını kullanmak. Açıklanan uygulamanın sadece nakit ve banka mevduatlarını kapsamasından dolayı eurobond satın almak ya da dövize endeksli vadeli mevduat hesabına geçiş. Döviz varlıklarını stok alımı için kullanmak. Yabancı likidite varlıkları yurt dışı iştiraklerine ya da çatı şirketlerine transfer etmek. Yeni TL kredisi kullanmamak.
“Döviz satılması gereken aralık dar”
Barclays’e göre yerleşik şirketlerin toplam döviz varlıkları 79 milyar dolarken toplam varlık ve satışların 850-900 milyar dolar arasında olduğu tahmin ediliyor.
Düşük rakam baz alındığında yüzde 10’u 85 milyar dolara denk geldiği belirtilen bilgi raporunda ekonominin genelinde döviz satması gereken aralığın oldukça dar olduğuna dikkat çekildi.
Banka, şirketlerin çoğunlukla önümüzdeki 12 aylık dönemde yapılacak borç/eurobond ödemeleri için döviz tuttuğunu fakat hammadde ve üretim için enerji ihtiyacını karşılamak için döviz varlığına sahip şirketler de olduğunu kaydetti.
“Kredi vermekte isteksizlik olabilir”
Rapora göre BDDK bu uygulamayla firmalara ‘dövizinizi şimdi satın eğer hammadde alımı ya da borç ödemesi için ihtiyacını olursa ileride spot piyasadan tekrar alın’ mesajını vermiş oldu.
Yabancı bankaların firmaları yabancı para varlıklarını satmaya zorlayan son uygulamalar sonrası firmaların mevcut borçlarını tamamen çevirmeleri için rotatif kredi vermekte isteksiz davranma riskleri olacağı belirtilirken özel sektörün önümüzdeki 12 ay için yapması gereken borç ödemesinin 30 milyar doları banka ve 13 milyar doları şirketler olmak üzere 43 milyar dolar olduğu belirtildi.
Rotatif kredilerin sert şekilde düşmesi durumunda halihazırda sıkışmış olan döviz piyasasında daha fazla baskı görülmesine neden olabileceği belirtilen raporda bazı şirketlerin daha iyi bir döviz/TL resmi görene dek yatırım yapmayı erteleyebileceğine vurgu yapıldı.
Barclays uygulamanın TL üzerindeki kısa vadeli etkisine bağlı olarak uygulamadaki yüzde 10’luk barajın daha da sıkılaştırılarak yüzde 5’e düşürülebileceğini kaydetti.
Deutsche Bank: Ani bir duruşa neden olabilir
Düzenlemeyle ilgili yayımladığı raporda son dönemde uygulanan makro ihtiyati politikalara dikkat çeken Deutsche Bank ise son uygulamanın ana hedefinin döviz hesaplarında büyük varlıklar bulunan şirketlerin ucuz kredi yoluyla ithalat yapmasını önlemek olduğunu düşündüklerini kaydetti.
Düzenlemenin makro etkilerinin TL’de yaşanan ilk ralli ve döviz hesaplarında düşüş yönünde yaşanan yeni bir harekete rağmen orta vadede ekonomik aktivite için yeni zorluklar yaratabileceği belirtildi.
Banka son uygulamayla birlikte şirketlerin uzun vadeli kredi kullanımını ve yatırım iştahının azaltabileceğine vurgu yaparken önümüzdeki haftalarda büyümeyi olumsuz etkileyebilecek yeni makro ihtiyati önlemler görülebileceğini kaydetti.
Benzer uygulamaların devam etmesi halinde önümüzdeki çeyreklerde ekonomide ani bir duruş yaşanma ihtimalini elemediğini de belirten banka son düzenlemenin yabancı şirketler arasında serbest piyasa kurallarına dair endişeler yaratabileceğini ve ülkeye yapılabilecek doğrudan yatırım iştahını olumsuz etkileyebileceği vurguladı.