İzmir depreminde çok sayıda bina enkaza dönüşürken bazıları da ağır hasarlar aldı. Bayraklı’da en fazla hasar gören binaların olduğu alanlardan biri de Barış Sitesi’nin olduğu mahalle.
30 yıl önce mandalina bahçesi olan bu mahalle şimdi binalarla dolu. Ancak depremin ardından burası da sadece bina temellerinin kaldığı bir tarlaya dönüşecek.
Erol Kaya, depremde çöken Barış Sitesi ve etrafındaki ağır hasarlı binaların yapım aşamasında çalışan inşaat işçisi. O bu mahalleye geldiğinde burası tarla ve bahçelerden oluşuyordu.
Hürriyet gazetesinden Erol Eser’in haberine göre, 28 yıl önce Ağrı’dan İzmir’e inşaatlarda çalışmak için geldiğini söyleyen Kaya, “İlk önce şu anda çökmek üzere olan Barış Sitesi’nin yanındaki Cumhuriyet Sitesi’nde sıva ustası olarak çalıştım.
Daha sonra Barış Sitesi yapılmaya başladı. Orada da arkadaşlarla birlikte çalışıyorduk. Biz inşaatında çalıştık ama o binalara hiç güvenmedik” diyor.
Bu binaların inşaatlarında çalıştıktan sonra aynı mahallede kendine 3 katlı bir ev inşa eden Kaya, yıkılan Barış Sitesi’nden çıkarılan cansız bedenleri evinin üst katından izlerken anlatıyor:
Ben Barış Sitesi’ne harç taşırken binanın içinde yürümeye korkuyordum. El arabasıyla malzeme götürürken üstüne bastığımız zemin titriyordu. Kendi aramızda bu binalara güven olmaz diye konuşuyorduk. O dönem malzeme kalitesizdi.
Biz söylüyorduk ama dinlemiyordu yaptıranlar.” Mahalledeki binaların temellerinin çok zayıf olduğunu belirten Kaya, binaların ilk depremde yıkılacağını o zamandan tahmin etmiş:
“Bu binalar kooperatif yapımı. Sürekli inşa aşamasında durdu. Taşeronlarla sıkıntı oluyordu. Öyle olunca da devamlı kullanılan malzemeler, ustalar değişiyordu.
Demir işlerini yapan arkadaşım binada kullanılan demirlerin yetersiz olduğunu, müteahhitin onu dinlemediğini söylüyordu. Biz burada olacak ilk depremde bu binaların yıkılmasını bekliyorduk.”
Mahalledeki evlerin önceki yıllarda çok ucuz olduğunu söyleyen Erol Kaya, “Siteyi yaptıran kooperatif üyelerinin çoğu burada oturmadı.
Onlar başkalarına sattı. İşte yeni yeni hareket başlamıştı. Yakınlara gökdelenler yapılınca burası değer kazandı. Çok sayıda insan taşındı” diyor.
Öte yandan İzmir depreminde en fazla ölümün yaşandığı Doğanlar ile Rızabey apartmanlarına ilişkin, ilçe belediyesinin 2012 ve 2018’de verdiği belirtilen ‘çürük’ raporunun…
İzmir Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’ne ulaşmadığı öğrenildi. İlçe belediyesinin binalarda risk tespit etmesi halinde tehlikeyi ortadan kaldırmakla da yükümlü olduğu kaydedildi.
Bayraklı’da depremde yıkılan Doğanlar ile Rızabey apartmanlarına ilişkin, ilçe belediyesinin 2012 ve 2018’de verdiği belirtilen ‘çürük’ raporunun, İzmir Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’ne ulaşmadığı öğrenildi.
İzmir Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’nden bir yetkili, yıkılan 2 bina ve tespit edildiği belirtilen 208 çürük binaya ait raporların müdürlüğe ulaşmadığını belirterek…
ilçe belediyesinin binaların riskli olmasını tespit etmesi halinde tehlikeyi ortadan kaldırmakla da yükümlü olduğunu kaydetti.
Yetkili, “5216 sayılı büyükşehir belediye kanununun 7.maddesi, büyükşehirlerdeki ilçe belediyelerine, afet riski olan yapılara dair tebligat yapma, tahliye etme ve yıkma görevi veriyor.
İmar Kanunu’nun 3. Maddesine göre risk taşıyan yapılara dair tespit, tehlikenin kaldırılmasına yönelik tebligat ve yıkım işleri belediye tarafından yapılıyor.
Büyükşehir Belediye Kanunu İmar Kanunu riskli yapıların tespitini yapan belediyeye aynı zamanda tahliye ve yıkım sorumluluğunu da veriyor.
Riskli yapılar için tapuya şerh konulur, Depremde yıkılan 2 yapıya ait tapu şerhi de bulunmuyor” ifadelerini kullandı.
Bu arada Eski Bayraklı Belediye Başkanı Hasan Karabağ’ın, “Deprem Etüd Merkezi kurduk. Etüd Merkezi’nde yapılan tespitten sonra…
vatandaşları nihai ve bağlayıcı rapor için 9 Eylül Deprem Araştırma ve Uygulama Merkezi’ne yönlendiriyorduk” şeklindeki açıklamasının ardından gözlerin çevrildiği, 9 Eylül Üniversitesi Deprem Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Hasan Sözbilir, Milliyet’e şu değerlendirmelerde bulundu:
“Doğanlar ve Rızabey apartmanlarına performans analizi yapılması bize gelen resmi bir talep söz konusu değil. Bayraklı Belediyesi’nin performans analizi yapacak bir kadrosu yok. Belediyenin hazırladığı raporun Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü nezdinde resmi geçerliliği yok.”
İnşaat Mühendisleri Odası İzmir İl Temsilciliği Genel Sekreteri Rahmi Alper ise yetki tartışmalarına ilişkin “Her belediye bulunduğu bölgede uzman ekiplerden oluşan deprem etüd merkezi kurabilir.
Ancak belediye etüd merkezlerinden çıkacak raporlar, yön gösterici, ön rapor niteliğindedir. Yıkılan iki bina için 2012 ve 2018’de araştırma yapılıp rapor hazırlanmış.
Ancak söz konusu raporlar, deprem performans raporları değil. Yapıların performans analiz neticesinde ilgili mercilere başvurup, gerekli işlemlerin yapılması ve dava açma hakkını kazanırsınız” bilgisini paylaştı.
AFAD Başkanı Mehmet Güllüoğlu, 6.6 büyüklüğünde depremin yaşandığı İzmir’de arama kurtarma ekiplerinin çalışmalarını tamamladığını bildirdi. Güllüoğlu, Twitter’dan yaptığı paylaşımda, “Arama kurtarma ekipleri çalışmalarını tamamladı.
Emeği geçen, ucundan tutan her bir çalışana, gönüllüye teşekkür ederiz. En kalbi şükranlarımızla. Diğer konularda ise yoğun bir şekilde çalışmaya devam ediyoruz” ifadelerini kullandı.
AFAD’dan yapılan açıklamaya göre, 30 Ekim’deki depremin ardından 45’inin büyüklüğü 4’ün üzerinde olmak üzere toplam 1713 artçı sarsıntı kaydedildi.
Depremde 114 kişi hayatını kaybetti, 1035 kişi yaralandı, yaralılardan 898’i taburcu edildi, 137 kişinin ise tedavisi devam ediyor.
AK Parti İzmir Büyükşehir Meclis Grup Başkanvekili ve Bayraklı Meclis Üyesi Avukat Özgür Hızal, İzmir genelindeki kentsel dönüşüm projelerinin, merkezi yönetim, belediye, iş dünyası ve vatandaş işbirliği ile çözülebileceğini belirterek şunları söyledi:
“Bayraklı Belediye başkanı veya yöneticilerinin, ‘Biz rapor çıkardık. Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü gereğini yapmadı’ demek doğru değil. Madem riskli yapılar tespit edildi, neden mühürlenmedi.
Belediyenin raporlarından sonra binaların altındaki işletmelerin hangilerine ruhsat verildi? İzmir’deki yapı stoğunun yüzde 85’i depreme dayanıklı değil. Sorun, belediyeleri de aşıyor.”