1-7 Mart Deprem Haftası dolayısıyla Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü’nün verilerinden derlenen rapora göre, rakamlar, kentteki muhtemel depremin yol açacağı hasarı çarpıcı şekilde gözler önüne seriyor.
Rapora göre, İstanbul’da yaşanması muhtemel 7,5 ve üzeri büyüklüğe sahip bir depremde megakentte bulunan 1,2 milyon civarındaki binadan 491 bininin hasar alması bekleniyor.
Söz konusu senaryoda 13 bin 492 binanın çok ağır, 39 bin 325 binanın ağır, 136 bin 746 binanın orta, 300 bin 963 binanın ise hafif hasar alması öngörülüyor.
İstatistiklere göre İstanbul’da bir binada 12,72 kişi yaşadığı göz önüne alındığında hasar alması beklenen binalarda 6,25 milyon kişinin yaşadığı düşünülüyor. Çok ağır ve ağır hasar alması beklenen binalarda 671 bin 832 kişinin kaldığı tahmin ediliyor.
Deprem Haftası dolayısıyla vatandaşlara çağrıda bulunan uzmanlar, vatandaşların binalarına bir an önce dayanıklılık testi yaptırması, konutlarını depreme karşı güçlendirmesi veya dönüştürmesini istedi.
“Güçlendirme konusunda talep arttı”
Deprem Güçlendirme Derneği (DEGÜDER) Başkanı Sinan Türkkan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, son iki yılda yaşanan depremler ve Kovid-19 nedeniyle güçlendirmeye talebin arttığını söyledi.
Küresel salgın nedeniyle evde kalma süresinin uzaması ve karantinaların da vatandaşlarda farkındalığı artırdığını dile getiren Türkkan, depremler ve karantinalar sonrası depreme karşı binaları güçlendirme isteğinin en az yüzde 50 arttığını anlattı.
Türkkan, bu artışta inşaat maliyetlerindeki yükselişin de önemli etkisinin bulunduğunu kaydederek, “Hem dönüşüme göre yüzde 60’a varan maliyet avantajı hem de çok daha kısa süre gerektirmesi nedeniyle güçlendirmeye talep arttı. Bundan son dönemde oluşan farkındalığın da etkisi var.” diye konuştu.
“Hasar alacak binaların yüzde 90’ı güçlendirmeyle kurtarılabilir”
Sinan Türkkan, İstanbul’da muhtemel deprem senaryolarının sürekli dillendirildiğini ve şiddetli bir deprem beklendiğini anımsatarak, şu çağrıda bulundu:
“Vatandaşlarımızdan isteğimiz binalarına bir an önce depreme karşı dayanıklılık testi yaptırmaları ve hasar alması beklenen konutları bir an önce güçlendirmeleri. Dünyanın neresine gidilirse gidilsin, konuyla ilgili tüm ilim insanları güçlendirmenin ne kadar önemli ve hayat kurtarıcı olduğunu belirtiyor. Bütün konutları dönüştürmek mümkün değil, buna gerek de yok. Önceliğimiz daha az maliyetle ve daha kısa sürede güçlendirmek, mümkün değilse dönüştürmek.”
Türkkan, İstanbul’da şiddetli bir depremde çok ağır hasar alması beklenen binaların dönüştürülmesi gerektiğini, ağır hasar alması beklenen binaların ise dönüşümle mi yoksa güçlendirmeyle mi kurtarılabileceğine inceleme yaparak karar verilebileceğini anlattı.
Sinan Türkkan, “Orta ve hafif hasar alacak binalar ise güçlendirmeyle çok rahat kurtarılabilir. Hasar alacak binaların yüzde 90’ını oluşturan ve sayıları 438 bin adedi bulan bu binalarda 5,6 milyon kişinin yaşadığı düşünülüyor. Vatandaşlarımız lütfen ihmal etmesin. Binasını bir an önce güçlendirsin veya dönüştürsün.” şeklinde konuştu.
“Depreme dayanıksız konutlar acilen tespit edilmeli”
Kentsel Dönüşüm ve Hukuk Platformu Başkanı Prof. Dr. Gürsel Öngören ise “kentsel dönüşüm kanunu” olarak bilinen 6306 sayılı Kanun’un 2012’de yürürlüğe girdiğini, üzerinden 10 yıla yakın süre geçtiğini söyledi.
Bu süreçte hangi konutların depreme dayanıksız olduğunun tespit edilmesi gerektiğini ancak yapılamadığını dile getiren Öngören, sözlerini şöyle sürdürdü:
“6306 sayılı Kanun’da ‘depreme dayanıksız olduğu belirlenen konutların idareler tarafından 60 gün içerisinde tebligatla boşaltılması’ isteniyor. Bu madde Türkiye’deki depreme dayanıksız konutların idareler tarafından tespitini engelliyor. Eğer tespit edilirse 30 günlük ek süreyle birlikte 90 gün içerisinde ilgililerin bu konutları boşaltması gerekiyor. Acilen seferber olunmalı ve depreme dayanıksız konutlar belediyelerce tespit edilmeli. Bu tespitler doğrultusunda depreme dayanıksız konutların dönüşümü ve güçlendirilmesi için planlama yapılmalı.”
“Vatandaşlara önce güçlendirmelerini öneriyorum”
Prof. Dr. Gürsel Öngören, tüm il ve ilçe belediyelerinin acilen bu seferberliği hayata geçirmesi gerektiğini belirterek, aksi takdirde ciddi sorunlarla karşı karşıya kalınabileceğini söyledi.
Vatandaşlara da her şeyin devletten beklenilmemesi gerektiği çağrısında bulunan Öngören, “Öncelikle kendi ailelerini düşünmeleri gerekiyor. Riskli yapıların dönüşümü ve güçlendirilmesi için Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığınca sağlanan destekler kullanılarak harekete geçebilirler. Vatandaşlarımıza öncelikle binalarını güçlendirmelerini tavsiye ediyorum. İlgili mühendislerle ortaya çıkarılacak projelerde çok iyi ve teknolojik malzemeler kullanılarak binalar güçlendirilebilir. Çünkü yıkıp yeniden yapmak çok daha maliyetli.” ifadelerini kullandı.