Türkiye’de 10 milyonu aşkın bina, 30 milyonu aşkın hane bulunduğunun tahmin edildiğini belirten Su Ses ve Yangın Yalıtımcıları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Emrullah Eruslu, uygulama ile ilgili şu açıklamayı yaptı:
Elbette bu binalar içinde çok sayıda eski yapı mevcut. Ruhsat tarihlerine bakarak tüm binaların dönemlerindeki kurallara uyduğunu varsayarsak, ülkemizdeki toplam bina stokunun yüzde 25’inin yalıtımlı olduğunu görüyoruz. Yalıtımsız binalar ise yüzde 75 gibi büyük bir oranı kapsıyor. Bu da ne yazık ki daha fazla enerji tüketimi ve enerjide dışa bağımlı olan ülkemiz açısından cari açığın artışı anlamına geliyor.
“ENERJİ GİDERLERİ YÜZDE 50 DÜŞÜRÜLÜYOR”
Isı yalıtımlı binaların enerji giderlerini yüzde 50 düşürerek bütçeye önemli katkı sağladığını kaydeden Eruslu, doğru malzeme, doğru kalınlık ve doğru uygulamayla binayı çevreleyen yalıtımın yaz aylarında dışarıdan içeriye, kış aylarında da içeriden dışarıya ısı geçişini azalttığını anlattı.
Emrullah Eruslu, Türkiye’de kullanılan toplam enerjinin yüzde 32,7’si binalarda tüketilirken, bunun yüzde 80’inin kışın ısınma, yazın ise soğutma için kullanıldığını bildirdi.
“HEM ÇEVRE DOSTU HEM DE EKONOMİK BİR ÇÖZÜM”
Sektör yetkililerinden Atalay Özdayı ise dünya genelindeki binaların enerji tüketiminin yüzde 40’ı ve karbondioksit emisyonların yüzde 36’sının da yalıtımsız binalardan kaynaklandığını aktararak, sözlerini şöyle tamamladı:
Etkin bir ısı yalıtımıyla konutların ısıtma ve soğutma giderlerinde ortalama yüzde 50 enerji tasarrufu elde edilebilir. Binalarda ısı yalıtımı sürecinde nitelikli malzeme seçimi ve doğru uygulama, uzun ömürlü cephelerin anahtarı. Bu noktada her yapının ve cephenin ihtiyaçlarının farklı olduğunu bilmek, malzeme seçimi yaparken buna dikkat etmek ve uzman ekiplerden destek almak kritik önem taşıyor. Bu sayede enerji verimliliği en üst düzeye çıkarılırken hem çevre dostu hem de ekonomik bir çözüm elde edilmiş olur.