Eski Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü (KRDAE) Bölgesel Deprem-Tsunami İzleme ve Değerlendirme Merkezi Müdürü Doç. Dr. Doğan Kalafat 65 yaşında yaşamını yitirdi.
Doç. Dr. Doğan Kalafat, “Deprem Yerinin Belirlenmesi”, “Sismogramın Analizi ve Okunması”, “Sismik Ağın Kurulması Sismik İstasyonlar İçin Büyüklük Denklemlerinin Hesaplanması”, “İki Merkezli Çözümler İçin Yerel Kabuk Yapısının Araştırılması”, “Deprem Kataloğu Çalışmaları”, “Fay Düzlemi Çözümü/Moment Tensör İnversiyon Çalışmaları”, “Makrosismik Çalışmalar”, “Jeolojik Saha Gözlemi” konularında çalışmalar gerçekleştirdi.
UYARILARI YENİDEN GÜNDEMDE
Doğan Kalafat’ın ölümü sonrası Türkiye’nin deprem risk haritasıyla ilgili yaptığı uyarılar gündem oldu. Kalafat, “Gerçek zamanlı ve sürekli olarak Marmara ve İstanbul civarını izliyoruz” diyen Kalafat, Marmara’da beklenen büyük depreme dikkat çekiyordu.
Marmara Bölgesi’nde deprem etkinliğinin devam ettiği yerleri açıklayan Kalafat şunları kaydetmişti: “Marmara bölgesinde düzenli enerji boşalımı ve buna bağlı olarak deprem etkinliği devam etmekte.. Özellikle Silivri Açıkları-Yeniköy-Mürefte-Şarköy açıkları, Çınarcık, Yalova açıkları, Erdek ve Gemlik körfezleri son bir yılda önemli deprem aktivitesi gösteren alanlar.”
HaberGlobal’in aktardığına göre, Kalafat açıklamalarının devamında şunları kaydetmişti:
“Türkiye’de yılda ortalama 16 bin deprem kaydediliyor. Bu rakam Japonya’da 160 bin deprem. Türkiye’de ortalama her iki, üç yılda bir 6 büyüklüğünde deprem yaşanıyor. Marmara Denizi içindeki kuzey fay kolunun tek parçadan oluşmadığı gibi, farklı sismojenik özellikler taşıyan parçalardan meydana geliyor.”
7.2’LİK UYARI!
“Marmara Denizi’nde meydana gelecek büyüklüğü 7.2 olan bir depremin Marmara’da kıyısı bulunan 7 şehir ve yerleşim yerlerini etkileyeceği, bu depremin istatistiksel olarak 2040 yılına kadar yüzde 75 olasılıkla, 2090 yılına kadar yüzde 95 olasılıkla meydana geleceğini öngörüyoruz. Bu ise tüm Marmara Bölgesinin deprem riskinin azaltılmasına yönelik olarak çalışmaların gün ve gün arttırılarak sürdürülmesini, özellikle depreme dayanıksız bina stokunun vakit kaybetmeden eritilmesi gerektiğini zorunlu kılıyor.
Boğaz Köprülerinde depreme bağlı risk bulunmuyor. Barajlarda da sıkıntılı bir durum şu an için yok. İstanbul’da riskli semtler yerine riskli yapılar olarak değerlendirme yapmak daha doğru olur. Ayasofya, Süleymaniye, Sultanahmet, Topkapı Sarayı gibi tarihi yapıların depremde hasar görme riski bulunsa da yıkılmaları söz konusu değil.
Viyadükler, İzmit Geçiş Köprüsü, 3.Köprü, Marmaray, Metrolar, yapımı düşünülen Akkuyu Nükleer Santrali ile stratejik yapılar depremde hasar görmeyecek şekilde projelendirilmiş yapılar.
Türkiye genelinde 247 noktada deprem algılayıcı istasyonlarımız var. Sismik ağımızın deprem algılama eşiği son yıllarda önemli bir şekilde düştü. Yani deprem istasyonlarını kurdukça deprem algılama hassasiyeti önemli bir şekilde olumlu yönde gelişti.”