Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Dış Ticaret Kompleksi’nde düzenlenen tanıtım toplantısına TİM Başkanı Mustafa Gültepe, ÇCSİB Başkanı Erdem Çenesiz, ÇCSİB Başkan Yardımcıları Tansu Kumru ve Abdulhamit Akçay ile sektörlerin temsilcileri katıldı.
TİM Başkanı Gültepe, konuşmasında, mayısta 24,1 milyar dolarlık rekor ihracatın yaklaşık 10 milyar dolarının AB ülkelerine gerçekleştirildiğini belirterek, “Dolayısıyla Yeşil Mutabakat’a uyum konusunda elimizi çabuk tutmalıyız. TİM olarak bu gerçeğin farkındayız ve tüm çalışmalarımızı bu bilinçle yapıyoruz.” dedi.
TİM olarak üç yıl önce sürdürülebilirlik eylem planını açıkladıklarını hatırlatan Gültepe, sektörlerin de büyük bölümünün eylem planlarını tamamladığını, gelecek ay da iklimlendirme sanayi sektörünün eylem planını kamuoyuyla paylaşacaklarını bildirdi.
Sürecin eylem planının açıklanmasıyla sona ermediğine dikkati çeken Gültepe, “Aksine asıl sorumluluğumuz yeni başlıyor. Eylem planlarının uygulanması büyük önem arz ediyor. Takip platformumuzla eylem planlarını izleyecek, çeyrek dönemlerde raporlamasını yapacağız. Gerektiğinde güncellemeler yapacağız. Sizin yol haritanızın hazır olması çok önemli. Çünkü küresel karbon salınımının yüzde 7’sinden bu sektör sorumlu. Çimento, cam, seramik ve toprak ürünleri, Yeşil Mutabakat’a uyum sürecinde de öncelikli sektörler arasında bulunuyor.” diye konuştu.
Gültepe, 2026’dan itibaren bazı sektörler için Sınırda Karbon Vergisi’nin devreye gireceğini belirterek, şunları kaydetti:
“Eğer gerekli hazırlıkları tamamlayamazsak 2026’dan itibaren her yıl yüz milyonlarca dolar karbon vergisi ödemek durumunda kalacağız. Oysa karbon vergisi olarak ödeyeceğimiz kaynağı sektörlerimizin yeşil dönüşümünün finansmanı için kullanabiliriz. TİM olarak Sınırda Karbon Düzenlemesi’ni ihracatçılarımıza doğru anlatabilmek için birçok çalışma yürütüyoruz. Yine bu kapsamda çeşitli kurumlarla işbirlikleri yapıyoruz.”
“ÖNÜMÜZDE ZORLU ANCAK KAÇINILMAZ BİR SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK YOLCULUĞU VAR”
ÇCSİB Başkanı Erdem Çenesiz de enerji, kaynak ve emisyon yoğun sektörler arasında yer alan çimento, cam ve seramik sektörlerinin sürdürülebilirlik alanında yapılan çalışmaların merkezinde olduğunu vurguladı.
İklim değişikliğiyle mücadele ve sürdürülebilirlik ekseninde şekillenen çalışmaların, karbon nötr hedeflerine ilerlemeyi sağladığı gibi uluslararası ticaretin dinamiklerini de hızla değiştirdiğini ifade eden Çenesiz, özellikle Avrupa’da uzun yıllardır bu alanda önemli adımlar atıldığını, kendilerinin de bu çerçevede hareket ettiğini belirtti.
Çenesiz, artık yeni bir dönemeçte olduklarını ifade ederek, “Sınırda Karbon Düzenlemesi mekanizması kapsamında olan çimento sektörümüz ve emisyon değeri yüksek olarak sınıflanan sektörler arasında yer alan cam ve seramik sektörlerimizin önünde zorlu ancak kaçınılmaz bir sürdürülebilirlik yolculuğu var.” değerlendirmesinde bulundu.
Geçen yılın dünya ve Türkiye ekonomisi için zorlu bir yıl olduğunu aktaran Çenesiz, şöyle devam etti:
“Sıkı para politikaları, küresel ticaretin daralmasına ve inşaat sektöründe küçülmelere yol açtı. Ana ihracat pazarlarımızda talep daralırken, rekabet baskısı da arttı. Ancak sektörlerimiz bu zorluklar karşısında yılmayarak yüksek katma değerli üretim ve ihracata yöneldi. Yeşil ve dijital dönüşüm yatırımlarına ağırlık vermeye başladılar. Ortalama yüzde 80 ile ihracatta yerli katma değerin en yüksek olduğu sektörler arasında yer alan üç sektörümüzün toplam ihracatının, bu yılın son çeyreğinde koşulların da geçen yıla göre daha uygun olmasıyla birlikte yüzde 4-5 bandında artacağını ve büyüme ivmesini yeniden yakalayacağımızı öngörüyoruz.”
“GERİ DÖNÜŞÜM ORANLARINI ARTIRMALIYIZ”
ÇCSİB Başkan Yardımcısı Tansu Kumru da Türkiye’nin 4 milyonu aşan üretim kapasitesi ve yüksek ürün kalitesiyle dünyanın en büyük cam üretim üslerinden biri haline geldiğini belirterek, çevre dostu bir ürün olan camın kullanıldığı her alanda sürdürülebilirlik açısından büyük bir avantaj sunduğunu söyledi.
Geri dönüşüm oranlarının düşük seviyelerde olduğu için cam kırığından yeterince yararlanılamadığını anlatan Kumru, ambalaj atıklarının çok daha yüksek oranlarda toplanıp geri dönüştürülmesi gerektiğini vurguladı. Kumru, bu sayede cam ambalaj üretimlerinde yüksek oranda cam kırığı kullanılacağını belirtti.
Kumru, “Camın sürdürülebilirlik konusunda çok önemli bir diğer fonksiyonu da binalarda enerji tasarrufu sağlayan kaplamalı yalıtım camları ile yakıt ve klima kullanımını minimize edebiliyor olması. Bu noktada kamu ve özel sektör işbirliği ile enerji tasarrufu sağlayan cam ürünlerinin yeni binalarda ve bina yenilemelerinde zorunlu hale getirilmesi büyük önem arz ediyor.” şeklinde konuştu.
“FARKI KAPATMAK İÇİN ELİMİZDEN GELENİ YAPIYORUZ”
ÇCSİB Başkan Yardımcısı Abdulhamit Akçay da çimentonun Sınırda Karbon Düzenlemesi mekanizması kapsamında öncelikli kabul edilen altı sektörden biri olduğunu belirterek, şunları kaydetti:
“Avrupa’nın en büyük üreticisi olan Türk çimento sektörü, sürdürülebilirlik kavramı ile uzun yıllar önce tanıştı ve bu alanda çalışmalarına başladı. Ancak Avrupa’nın 20 yılda kademeli olarak geçtiği bu süreç, ülkemizde son derece kısa sürede gerçekleşmek durumunda kaldı. Regülasyonların tamamlanmaması, sektörel azaltım hedeflerinin belirlenmemesi ve karbon ücretlerinin tahmin edilememesi bu konuda yol haritası oluşturmak isteyen firmalar için bir bilinmezlik teşkil ediyor. Dolayısıyla çok adil bir süreçten bahsetmek söz konusu değil ancak biz sektör olarak bu farkı kapatmak için elimizden geleni yapıyoruz.”
Açılış konuşmalarının ardından sürdürülebilirlik eylem planlarını hazırlayan danışmanlık firması Ernst&Young’ın yetkilileri tarafından sunum gerçekleştirildi. Sunumda, sektörlerin genel değerlendirmeleri yapılırken, sürdürülebilirlik alanındaki mevzuatlar ve sektörel sürdürülebilirlik yol haritaları hakkında bilgi verildi.
Verilen bilgiye göre, eylem planları, Türkiye’nin hem üretim hem de ihracat açısından önde gelen sektörleri arasında yer alan ve aynı zamanda enerji ve kaynak yoğun sektörler içinde bulunan üç sektörün temsilcilerinin ayrı ayrı sunduğu katkılar ile hazırlandı.
Bu kapsamda Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları ve Avrupa Yeşil Mutabakatı çerçevesinde sürdürülebilirlik analizleri gerçekleştirilerek, sektörlerin ekonomik, çevresel ve sosyal dönüşümüne yönelik strateji ve eylemleri belirlendi.
Planların, sürdürülebilirlik eksenli yeni mevzuat düzenlemeleri ve belirlenen hedefler doğrultusunda üç sektörün katma değerli üretimine ve ticaretine katkı sağlaması, aynı zamanda sektörlerde faaliyet gösteren ihracatçı firmalar için kaynak oluşturması hedefleniyor.